Gelinliğin tarihçesi





 

Gelinlik, tüm dünyadaki kadınlar için en önemli kıyafettir. Çünkü tüm kadınlar  düğün günlerinde güzel görünmek ve o beyaz gelinliği giymeyi hayal eder.
Dünyanın dört bir yanından moda tasarımcıları, gelinleri ve değişen tarzlarını ve zevklerini memnun etmek için en gözde tasarımlar ile gelinlerin hayallerini gerçekleştiriyor.



Bir gelinlik mutlaka beyaz olmak zorunda değildir.  Tarihçesi ise, gelinlerin masumiyeti, zarafeti temsil etmek için ellerinden gelenin en iyisini yapıp giymeleri orta çağa kadar uzanır.
Tabi çok uzun yıllar önce,  gelinin, özellikle zengin bir aileden geliyorsa, kadife ve kürk gibi pahalı kumaşlar giymesi beklenirdi. 
Gelinler ruhun saflığını simgelemek için beyazı seçse de, beyaz 1840'lara kadar popüler olmadı.




Beyaz, Kraliçe Victoria, Saxe-Coburg'lu Albert ile evlendiğinde beyaz bir gelinlik giyene kadar, öncesinde gelinlik renkleri farklı idi. O günlerde beyaz zenginliği, mavi ise saflığın simgesiydi. Ancak Kraliçe Victoria, giydiği gün beyaz bir elbise giyerek bu gelenekleri bozdu. 


1930 lu yıllarda gelinlik modası farklı bir duruş sergiledi.
Kadınlar, kadın figürlerini vurgulayan elbiseler giymeye başladılar. Büyük boy fırfırlı kollar, ile gelinlikler çoğunlukla taban uzunluğunda, uzun kollu ve çoğunlukla yüksek yakalıydı. 
Çoğu gelinlik satenden yapılırdı, ancak 1930'ların başlarında dantelli gelinlikler de giyilmeye başlandı